Ruhul Meani Alusi Tefiri Arapça Word Formatında İndir
RÛHU’l-MEÂNÎ
Şehâbeddin Mahmûd el-Âlûsî’nin (ö. 1270/1854) Kur’ân-ı Kerîm tefsiri.
Tam adı Rûĥu’l-meânî fî tefsîri’l-Ķurâni’l-ažîm ve’s-sebi’l-meŝânî olup Tefsîrü’l-Âlûsî diye de anılır. 16 Şâban 1252 – 4 Rebîülâhir 1267 (26 Kasım 1836 – 6 Şubat 1851) tarihleri arasında kaleme alınmıştır. Âlûsî mukaddimede uzun yıllar Kur’an’ı mütalaa ettiğini ve gördüğü bir rüya üzerine eseri yazmaya başladığını anlatır. Kur’an’ı tefsir etmenin önemine ve zorluğuna dikkat çekerek İslâmî ilimlerde geniş bilgi birikimi yanında Allah’ın inâyeti olmadan iyi bir tefsir yazmanın mümkün olamayacağını söyler. Bu arada re’y tefsirinin meşruluğunu delillerle ispat etmeye çalışır ve tasavvuf ehlinin Kur’an yorumlarının değeri üzerinde durur. Mukaddimede ayrıca halku’l-Kur’ân, yedi harf, Kur’an’ın cem‘i ve tertibi, Kur’ân-ı Kerîm’in i‘câz yönleri gibi konulara yer verilir.
Eserde Kur’an’ın Kur’an ve Sünnet’le yorumu esas alınmış, nüzûl sebepleri zikredilmiş, âyetler ve sûreler arasındaki irtibat gösterilmeye çalışılmış, kıraatlerden doğan anlam farklılıkları belirtilmiş ve kıraatler arasında tercih yapılmıştır. Âlûsî, hurûf-ı mukattaanın anlamıyla ilgili çeşitli yorumlar nakletmiş, bu harflerin ebced değerlerinden hareketle bazı sonuçlar elde edenlerin görüşlerine yer vermiştir. Eserde nesih âyetinin tefsirinde nesih konusu geniş biçimde anlatılmış, Kur’an ile hadiste neshin vuku bulabileceği belirtilerek âyet ve hadislerden deliller getirilmiştir. Kelâm konularında Selef yolunun daha sağlam olduğu, dolayısıyla Selef’in te’vile gitmediği mevzularda müfessirin de gitmemesinin daha isabetli olacağı görüşü benimsenerek (XXVII, 168) bu konuda İbn Teymiyye ve İbn Kayyim el-Cevziyye çizgisine yakın bir yol takip edilmiştir. Ancak bu durum Âlûsî’nin Vehhâbîlik’le suçlanmasına sebep olmuştur. Eserde farklı düşüncelere sahip âlimlere karşı genellikle ılımlı bir üslûp kullanılır. Fakat Şiîler’in özellikle imâmetle ilgili görüşleri sert bir dille eleştirilir (I, 377) ve onların bazı sahâbîlerle ilgili tenkitlerinin taassuptan kaynaklandığı belirtilir (IV, 217-220).
Âlûsî âyetleri yorumlarken şiirden önemli ölçüde yararlanmış, dil ve belâgat kaideleriyle eski Arap şiirini dikkate alarak çok ince tahlillerle kelimelerin ihtiva ettiği mecaz, istiare gibi sanatları ayrıntılı biçimde incelemeye çalışmıştır (meselâ bk. IV, 7; XI, 123, 178). Tefsirde fıkıh, fıkıh usulü ve mezheplerle ilgili birçok konu ele alınmış, zaman zaman tenkitler yapılmış ve tercihlerde bulunulmuştur. Bazı kevnî âyetleri yorumlarken zamanın fen bilimlerinden yararlanan müfessir kendi dönemi açısından oldukça isabetli açıklamalar yapar (XI, 17, 69). İsrâiliyat’la ilgili rivayetlere genelde tenkitçi bir gözle baktığı halde bazı âyetlerin yorumunda İsrâilî nakillerden istifade ettiği görülür (meselâ bk. XII, 51; XIII, 34-35; XIX, 168; ayrıca bk. Muhsin Abdülhamîd, s. 282-287). Âlûsî eserinde belli başlı tefsir, kıraat, belâgat, şiir, kelâm, felsefe ve fıkıh kitaplarından nakillerde bulunmuş, ancak bunları tenkitçi bir yöntemle incelemiştir. Rûĥu’l-meânî’nin kaynakları arasında Râgıb el-İsfahânî’nin el-Müfredât’ı, İbn Cerîr et-Taberî’nin Câmiu’l-beyân’ı, Zemahşerî’nin el-Keşşâf’ı, Fahreddin er-Râzî’nin Mefâtîĥu’l-ġayb’ı, Kādî Beyzâvî’nin Envârü’t-tenzîl’i, Ebû Hayyân el-Endelüsî’nin el-Baĥrü’l-muĥîŧ’i, Ebüssuûd Efendi’nin İrşâdü’l-aķli’s-selîm’i, Süyûtî’nin ed-Dürrü’l-menŝûr’u, Tabersî’nin Mecmau’l-beyân’ı sayılabilir (diğer kaynakları için bk. a.g.e., s. 208-210).
Rûĥu’l-meânî’de âyetler rivayet ve dirayet metoduyla tefsir edildikten sonra “âyetlerdeki işârî yorumlar”, “dış âlemdekilerin
iç âlemdekilere tatbik edilmesi”, “sûfiyye topluluğunun görüşleri” gibi başlıklar altında işârî olarak da yorumlanır. Fakat bunların büyük bir kısmında kaynak zikredilmemiştir. Eserin işârî tefsir kaynaklarının başında Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin el-Fütûĥâtü’l-Mekkiyye’si gelir. Ancak Âlûsî, İbnü’l-Arabî’nin vahdet-i vücûd konusundaki görüşlerinin ihtiyatla karşılanması gerektiğini belirtir ve bazı düşüncelerinden dolayı onu eleştirir. Sülemî’nin Ĥaķāǿiķu’t-tefsîr’i, Kuşeyrî’nin er-Risâle’si, Gazzâlî’nin İĥyâǿü Ǿulûmi’d-dîn’i, Abdülvehhâb eş-Şa‘rânî’nin el-Yevâķīt ve’l-cevâhir’i ve İmam-ı Rabbânî’nin Mektûbât’ı da Rûĥu’l-meǾânî’nin tasavvufî-işârî tefsir kaynakları arasında zikredilebilir (Çelik, s. 41).
Ansiklopedik bir tefsir olan Rûĥu’l-meǾânî’nin ait olduğu tefsir grubunu belirleme noktasında farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Bazıları onu işârî tefsirlerden saymışsa da dirayet tefsirleri grubu içerisinde sayan görüşün daha isabetli olduğu kabul edilmektedir (a.g.e., s. 40). Eser daha sonraki tefsirleri etkilemiş, Muhsin Abdülhamîd’in söylediği gibi tefsir yazanların vazgeçilmez kaynakları arasında yer almıştır (el-Âlûsî müfessiren, s. 334). Reşîd Rızâ, Rûĥu’l-meǾânî’yi tefsirlerin en değerlilerinden biri olarak nitelemiş ve ondan çokça nakilde bulunmuş, yer yer de eleştiriler yöneltmiştir (Tefsîrü’l-menâr, I, 40; VII, 8, 62, 520). Okuyucuya eski ve yeni mezheplerin rivayetlerini bir arada sunmasından dolayı Rûĥu’l-meǾânî bu konudaki çalışmaların en kapsamlısı sayılmıştır (M. Abdülazîm ez-Zürkānî, I, 552).
1851 yılında İstanbul’a giden Âlûsî, daha önce bir kısmını Sultan Mahmud Kütüphanesi’ne hediye ettiği tefsirinin diğer bölümlerini Sultan Abdülmecid’e takdim etmiştir (Muhsin Abdülhamîd, s. 158-159). Eserin halen Bağdat’ta bulunan yazmaları yanında bir nüshası da İstanbul’da Râgıb Paşa Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (nr. 185-193). M. Zâhid Kevserî, tefsirin yazma nüshaları ile matbu nüshası arasında bazı farklılıklar bulunduğunu söylemişse de bunların hangi konularla ilgili olduğunu belirtmemiştir. Tefsirin iki baskısı ile (I-XII, Kahire, ts.; I-XV, Beyrut 1985) Râgıb Paşa Kütüphanesi’ndeki nüshası ve diğer yazmaları karşılaştırılmış ve iddia edildiği türden farklılıkların olmadığı sonucuna varılmıştır (a.g.e., s. 164-165; Çelik, s. 68, 69). Rûĥu’l-meǾânî’nin ilk baskısı dokuz cilt olarak yapılmıştır (Bulak 1301-1310). Bu baskının başında Âlûsî’nin çağdaşı on dokuz âlim ve edibin takrizleri yer alır. Eserin ikinci baskısı daha itinalı bir şekilde ve on iki cilt (otuz cüz) halinde gerçekleştirilmiştir (Kahire 1345-1346) (tefsirin diğer baskıları: nşr. Muhammed Zührî en-Neccâr, I-VI, Kahire 1383/1964; I-XXX, Beyrut 1980, 1982, 1983, 1985, 1987; Muhammed Hüseyin el-Arab, I-XVI, Beyrut 1414/1994; nşr. Mahmûd eş-Şerkāvî, I-VIII, Kahire 1996; nşr. Muhammed Ahmed el-Emed – Ömer Abdüsselâm es-Selâmî, I-XXX, Beyrut 1999-2000).
Rûĥu’l-meânî üzerinde birçok çalışma yapılmış olup başlıcaları şunlardır: Muhsin Abdülhamîd, el-Âlûsî müfessiren (bk. bibl.); Mahmûd Saîd et-Tantâvî, Menhecü’l-Âlûsî (bk. bibl.); Ahmet Çelik, Âlûsî’nin Rûhu’l-MeǾânî İsimli Eserinde İşari Tefsir (doktora tezi, 1996, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü [Tasavvufî Tefsir, Âlûsî Örneği, Erzurum 2002]); Alican Dağdeviren, Âlûsî: Kişiliği ve Tefsiri (yüksek lisans tezi, 1996, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü); Abdülkerim Seber, Âlûsî’nin Rûhu’l-Meânî Tefsirinde Tasavvuf (yüksek lisans tezi, 2000, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü); Vehbi Karakaş, Âlûsî’nin Tefsiri’nde Âyetlerin İşârî Açıdan Yorumu (doktora tezi, 2002, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü); Mehmet Ergün, Âlûsî’nin Rûhu’l-Meânî Tefsirinde Âdem ve Yaratılış Kıssası Çerçevesinde İsrâiliyyat (yüksek lisans tezi, 2006, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü). M. Mustafa Göksu (I, XII), İsmail Apaydın (II, IX), Hüseyin Akyüzoğlu (III, VI), Hamza Ermiş (V, XIII), Murat Tayyar (VII, XI) ve Osman Kara (XIV, XVI) Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne bağlı olarak yaptıkları yüksek lisans çalışmalarında tefsirin değişik ciltlerinin fihristini hazırlamışlardır.